Home
Kıl Dönmesi, Karınca Yuvası, (Pilonidal Sinüs, Dermoid Kist)
kil-donmesi_slider

Kıl Dönmesi, Karınca Yuvası, (Pilonidal Sinüs, Dermoid Kist)

Pilonidal Sinüs Hastalığı Nedir? Neden oluşur?
Kuyruk sokumu kemiği bölgesinde olan halk arasında kıl dönmesi veya karınca yuvası diye tanımlanan, bilimsel literatürde Pilonidal sinüs veya Sakral Dermoid kist hastalığı diye bilinmektedir. Bu hastalık genelde basit bir hastalık olmasına rağmen tedavi sonrası sık tekrar etmesi nedeni hem hastaları hem de cerrahları uğraştırmaktadır. Tekrar etme oranının yüksek olması farklı tedavi yöntemlerini gündeme getirmiştir.
Pilonidal sinüs, kuyruk sokumu bölgesinde cildin altında bir boşluk (kist ) gelişimidir. Pilonidal’in literatürdeki anlamı ”kıl yuvasıdır”. Çünkü kist içinde sıklıkla kıl bulunur. Bu boşluğun iltihabı sonucu kuyruk sokumu bölgesinde cildin altında kronik enfeksiyon meydana gelir. Araştırmalar, orta hattaki kıl follikülerinin cilt salgıları ya da kıllar ile tıkanması sonucu hastalığın başladığını göstermektedir. Bu folliküllerin açılması sonucunda enfeksiyonun cilde yayılması ile oluşan bir hastalıktır. Bu doğuştan olan bir durum değildir.

kil donmesi-1

Kıl dönmesi hastalığı kuyruk sokumu bölgesinde görülür

Kıl Dönmesi Hastalığını Kolaylaştıran Faktörler
1. Vücut kıllarının ve günlük dökülen kıl miktarının fazla olması,
2. Kalçalar arasındaki yarığın dar ve derin olması sonucu kıllara uygulanan emme kuvvetinin artmasıyla dökülen kılların dar ve derin olukta uzun süre beklemesi,
3. Derinin uzun süre nemli kalmasının kılların batmasını kolaylaştırması,
4. Kalçalar arasındaki yarıkta çatlak ya da nedbe dokusunun olması,
5. Uzun süre oturarak çalışmaya bağlı olarak burada biriken kılların devamlı olarak bu bölgede yaralanmaya (travmaya) neden olması,
6. Kötü hijyen; uzun sure bu bölgenin yeterince temizlenmemesidir.
Kimler Etkilenir?
Hastalık kadınlara göre erkeklerde sık görülür ve sıklıkla ergenlik dönemi ile 40 yaş arasında görülür. Şişmanlarda ve vücut kılları kalın ve sert olanlarda sık görülür.
Belirtileri Nelerdir?
Bazı hastalarda hiçbir belirti vermeyebilir. Belirtiler küçük bir çukurdan büyük ağrılı bir kitleye kadar değişebilir. Berrak, koyu renkli ya da kanlı akıntı olabilir. Enfeksiyonla beraber kuyruk sokumu bölgesi kırmızı, hassas hale gelebilir ve iltihabi akıntı olabilir. Enfeksiyon şiddetli olursa ateş, halsizlik ve bulantıya da yol açabilir.
Hastalık, birçok değişik tablo ile karşımıza çıkabilir. Hastaların tamamına yakınında, akut apse süreci diye tanımlayabileceğimiz ileri derecede ağrı, ateş, hassasiyet ile seyreden bir atak olur. Sıklıkla iltihabi akıntı ve cerahat (irin) ile sonlanır. Apse dağıldıktan sonra kendiliğinden ya da tıbbi müdahale sonucu birçok hastada pilonidal sinüs gelişir. Sinüs cildin yüzeyinin altında uzanan, yüzeye bir ya da daha fazla küçük ağız ya da kanalla açılan bir boşluktur. Bu sinüslerin çok azı tedavisiz iyileşmesine rağmen hastaların çoğunun ameliyat olması gerekir. Kronik hastalık, şişme, ağrı ve akıntı ile seyreden ataklara neden olur. Bu durumu tedavi etmek için cerrahi tedavi her zaman gereklidir.
Kanserleşme Olasılığı Nedir?
Pilonidal sinüste kanser gelişme riski oldukça düşüktür ancak çok uzun süre tedavisiz kalan hastalarda çok nadir olarak kanser gelişebilir. Kanser gelişen olgularda tekrarlayan enfeksiyon atakları ve kronik irritasyona bağlı yassı hücreli (squamöz hücreli) kanser gelişebilir. Bu kanserin özelliği yanık ve nedbe dokusu üzerinde gelişen kanserlere benzer.

KIL DÖNMESİ HASTALIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Tedavi, hastalığın durumuna bağlıdır.
Akut Apse Gelişimine Neden Olan Kıl Dönmesi Hastalığı:
Akut apse varlığında, bir insizyon (kesi) yapılıp, pürülan materyalin, (irin – cerahatin) boşaltılması sağlanmalıdır. Bu durumda iltihap ve ağrının gerilemesi ile tedavi edilir. Bu işlem apsenin büyüklüğüne ve hastanın tercihine göre ameliyathanede genel anestezi ile veya poliklinikte lokal anestezi ile de yapılabilir. Küçük bir kesi ile cerahatin (püy) boşaltılması sağlanır. İşlemden sonra bu bölge her gün banyo yapılarak veya duş ile temizlenir. Amaç buradaki cerahat, kıl ve doku artıklarının temizlenmesidir.

Kronik Kıl Dönmesi Hastalığı ve Konservatif Tedavi:
Tekrarlayan enfeksiyon atakları, akıntıya neden olan olgularda genelde ameliyat önerilmektedir. Bazı kliniklerde ameliyat dışı yöntemler uygulanmaktadır.
Sklerozan Madde Enjeksiyonu:
Bu yöntemde sinüs ağzı genişletilerek içerisindeki tüm kıllar temizlenir. Daha sonra sağlıklı cilt korunarak 2-3 cc %80’lik fenol sinüs içine verilir. İşlem gerektiğinde aralıklı olarak tekrarlanabilir. Bu işlem poliklinik koşullarında rahatlıkla yapılabilir.
Diğer yöntemler:
Fenolden başka kavitenin koterize edilmesi, kriyoterapi, gümüş nitrat ve %80-90′lık alkol de bu amaçla kullanılabilir.
Her iki yöntemin tedavideki başarısı sınırlıdır. Pek tercih edilen yöntemler değildir.
Tedavi edilmezse ne olur?
Bu hastalıkta zaman geçtikçe hastalık içerde köstebek yuvası gibi delip ilerleyebilir veyahut kapsül şeklinde lokalize bir halde de kalabilir, kişiden kişiye değişebilmektedir. Hastayı doktora getiren nedenlerden biri de ağrı, kanama, abse oluşması gibi nedenlerdir. Ameliyat olunmadığı müddetçe herhangi bir zamanda akıntının kesilmesi şişme kızarma ağrı gibi sıkıntılı durumlar yaşanabilir; bu sıkıntılar olmadığı vakitlerde ise akıntı ve/veya koku hastanın yaşam standartlarını düşürmekte, sosyal fonksiyonlarını etkilemekte hastayı rahatsız etmektedir.
Kronik Kıl Dönmesi Hastalığı ve Cerrahi Tedavi:
Tekrarlayan enfeksiyon atakları veya devamlı akıntı olan vakalarda ameliyat düşünülmelidir. Aşağıda daha ayrıntılı olarak anlatılan ameliyatlarda özet olarak kıl kisti kavitesinin (kist, sinüs) bir bütün olarak çıkarılması veya üzerinin tamamen açılması gerekmektedir. Bu bölge açık bırakılabileceği gibi, başka yerden kaydırılan deri (fleple) ile kapatılma yapılabilir. Her hastanın durumuna uygun yöntemi doktor hastasıyla tartışır ve doğru ameliyatın seçilmesine yardımcı olur.
Cerrahi Yöntemler:
1- Kıl Kistlerinin (Pilonidal Sinüsün) Açılması (Kistotomi): Sadece kıl kistlerinin oluşturduğu boşluğun tavanı açılarak içerisi temizlenir. Kıl kistlerinin arka duvarı (sinüs iç duvarı) çıkarılmaz. Sık pansuman yapılarak kıl kistlerinin oluşturduğu boşluk diğer adı ile sinüs boşluğunun kendiliğinden dolması beklenir. Lokal anestezi ile yapılabilir. İyileşme süresi ortalama 3-5 haftadır. Eşlik eden enfeksiyon varsa antibiyotik verilir. Tekrar etme oranı; %7-16 arasında değişir.

2- Kıl Kistlerinin Açılması ve Kist Kenarının Cilde Dikilmesi (Marsupializasyon): Sadece kıl kistlerinin oluşturduğu boşluğun tavanı açılarak içerisi temizlenir. Kıl kistlerinin arka duvarı (sinüs iç duvarı) çıkarılmaz. Bu şekilde kıl kistlerinin (pilonidal sinüs kistinin) tabanı kalacak şekilde çıkarılmış olur. Yara kenarları geride kalan kistin tabanına dikilir. Böylece geride kalan boşluk küçültülmüş olur. Bu yöntemde hastaların günlük pansumanların yapılması ve bu sırada ölü dokular ve yaraya dökülen kılların titizlikle temizlenmesi gerekir. İyileşme süresi yaklaşık 6-10 haftadır. Tekrar etme oranı düşüktür.

3- Kıl Kistlerinin Cerrahi Olarak Çıkarılması ve Yaranın Açık Bırakılması: Tüm kıl kistlerinin ağızlarını (sinüs ağızlarını) içine alacak şekilde yapılan bir eliptik kesi ile kıl kistleri sakral kemik üzerindeki fasiaya kadar tamamen çıkarılır. Yara açık bırakılır. Sık pansuman yapılarak ameliyatla oluşturulan boşluğun vücut tarafından doldurulması beklenir. Genel veya bölgesel anestezi ile yapılabilir. İyileşme süresi ortalama 7-12 haftadır. Tekrar etme oranı %20’lere kadar çıkmaktadır.

kil donmesi-2

Pilonidal sinüs ameliyatı sonrası açık bırakılan bir yara
4- Kıl Kistlerinin Cerrahi Olarak Çıkarılması ve Yaranın Primer Kapatılması: Kıl kistleri (sinüsler) tamamen çıkarıldıktan sonra yara dudakları karşı karşıya gelecek şekilde dikişlerle kapatılır. Bu yöntemde pansumana gerek olmaz. İyileşme süresi genellikle 2 haftadır. Tekrar etme oranı yüksektir.

kil donmesi-3kil donmesi-4

5- Mikrosinüsektomi veya sınırlı doku eksizyonunun yapıldığı Bascom ameliyatını

Basit bir ameliyat olmasına rağmen, sık tekrar etmesi, ameliyat sonrası ağrılı olması, günlük hayatı bir süre kısıtlaması nedeni ile tedavi süreci sorunlu olan pilonidal sinüs ameliyatlarında günümüze kadar birçok yöntem denenmiş ama hala daha ideal bir yöntem oluşmamıştır (2). Genel prensiplerden yola çıkarak sinüslerinin temizlenmesi takiben intergluteal sulkusun (kalçalar arası oluğun) ortadan kaldırılması, sorunlu dokuları çıkarmayı takiben yaranın yara hattına az basınç düşecek şekilde rekonstrüksiyonu (yaranın dikilerek kapatılması) gerekmektedir. Daha önceleri popüler olan ve yüksek bir başarı ile uygulandığı ortaya konan flep kaydırma yöntemlerinin aksine en son önerilen ameliyat mikrosinüsektomi veya Bascom ameliyatlarıdır. Burada flep yönteminin aksine birçok avantajdan bahsedilmektedir.
Bu avantajlar şunlardır:
1-Çok daha sınırlı, kolay ve basit bir ameliyat yapılmaktadır.
2- Ameliyat süresi daha kısadır.
3-Genel anestezi gerektirmez.
4-Sağlam doku kaybı daha azdır.
5-Hastalar günlük hayata erken dönerler.
6-Daha az işgücü kaybı olur.
7-Ameliyat sonrası ağrı daha azdır.
8-Ameliyat sonrası hastanede yatış gerektirmez.
9-Ameliyat sonrası daha az enfeksiyon riski taşımaktadır.

World Journal of Surgery dergisinin Eylül 2013 tarihinde yayınlanan bir araştırmada Bascom ameliyatları ile flep yöntemi karşılaştırılmış ve daha kısa ameliyat süresi ve ameliyat sonrası daha rahat bir dönem saptanmıştır, buna ek olarak erken dönemde tekrar etme oranının düşük olduğunu göstermiştirler(3).
Disease of Colon and Rectum dergisinin Eylül 2003 tarihli sayısında yayınlanan bir makalede bu tür ameliyatların güvenli, kolay, çok az yan etkisi olan ve iyi sonuç veren yöntem olduğu gösterilmiştir.(5)
Bascom ameliyatı veya mikro sinüsektomi ameliyatları son günlerin tartışılan ameliyat teknikleri olup, önümüzdeki dönemde avantajları nedeni ile yaygınlaşma olasılığı yüksek olan ameliyat tekniğidir.

kil donmesi-5kil donmesi-6
Resimlerde ameliyat (Mikro sinüsektomi) sırasında çıkarılan minimal doku ve doku defektlerinin kapatıldıktan sonraki görüntüsü izlenmektedir.
6- Kıl Kistlerinin Cerrahi Olarak Çıkarılması ve Yaranın Flep ile Kapatılması: Kıl kistleri (sinüsler) tamamen çıkarıldıktan sonra yara boşluğu çevrede dokulardan oluşturulan greftler ile kapatılır. Oldukça etkili bir yöntemdir. Bunlara flep çevirme ameliyatları denir. Flep yönteminin pek çok avantajı vardır. Kıl kistleri ve bu kistlerin ağızları (sinüs, sinüs ağzı), enflamasyona uğramış olan cilt geniş olarak çıkarılabilmekte ve geride kalan boşluk sağlam dokularla gerilimsiz olarak kapatılabilmektedir. Ayrıca dikiş hattının vücut orta hattında olması önlenebilmektedir (vücut orta hattındaki yaralar geç iyileşmektedir). Buna ek olarak hastalığın oluşmasını kolaylaştıran kalçalar arasındaki dar ve derin yarık kaydırılan flep ile ortadan kaldırılmış olur.

kil donmesi-7kil donmesi-8
Kıl kistlerinin çıkarılması ve yandan sağlam doku kaydırılması
Değişik flep yöntemleri vardır. Hangi tipte flep uygulanacağına kıl kistlerinin yerleşimi (sinüsün şekli), komplike olup olmaması ve geride kalacak olan boşluğun şekline göre karar verilir. Bu yöntemle tekrar etme oranları %25’e kadar çıkmaktadır.

Tablo: Ameliyat yöntemleri ile sonuçlarının karşılaştırılması:
Kronik doku çıkarıldıktan sonra yaranın: Tekrar etme oranı İyileşme süresi Ameliyat sonrası günlük hayata dönme süresi Ameliyat sonrası ağrı, huzursuzluk
Açık bırakılması veya kist kenarlarının cilde dikilmesi Düşük Uzun Geç Fazla
Primer kapatılması Yüksek Kısa Orta Orta
Flep kaydırılarak kapatılması Düşük Kısa Kısa Az

KIL DÖNMESİ HASTALIĞI NEDEN TEKRAR ETMEKTEDİR
İyileşme dokusunun (skar dokusunun) orta hatta olması, enfeksiyon, kılların yeterince temizlenmemesi, kılların yeniden yara yerine girmesi veya batması, yarada iyileşme sürecinde ölü boşlukları kalması, cerrahi olarak sinüslerin tamamen çıkarılmaması hastalığın tekrar etmesinin nedenleridir. Sonuç olarak, kıl dönmesi hastalığının tedavisinde ameliyatı yapan doktorun titiz çalışmasının yanında hastanın da hijyenik şartlara uyması gerekir. Hangi ameliyat yapılırsa yapılsın bu bölge düzenli olarak kıllardan temizlenmeli, her gün banyo yapılarak vücut kıllardan arındırılmalıdır.
CERRAHİ SONRASI TEDAVİ NASILDIR?
Yara kapatıldı ise (primer veya flep ameliyatları) deri tamamıyla iyileşinceye kadar kuru ve temiz tutulmalıdır. Yara açık bırakıldı ise yarada oluşan sekresyonları salgıları ve akıntıları uzaklaştırmak ve yaranın alttan yukarı doğru iyileşmesini sağlamak için pansuman yapılması gereklidir. Bu dönemde ve iyileşme sonrasında kalça derisi temiz ve kılsız tutulmalıdır. Bu durum 30-35 yaşında kadar 2 ya da 3 haftada bir traş yapılarak ya da kıl dökücü kremler kullanarak sağlanmalıdır. 30-35 yaş sonrası kıllar zayıf ve ince hale gelmekte ve kalçalar arası derinlik azalmaktadır.
Lazer epilasyonun faydası var mı?
Hastanın oluşmasında veya tedavi sonrası tekrar etmesinde kılların bir rolü olduğu için, epilasyon yöntemleri faydalıdır. İster kıl dökücü kremler olsun isterse lazer epilasyon olsun özellikle ameliyat sonrası iyileşme döneminde tekrar etme riskini azaltabilir. Özellikle kalça arası oluğun derin olduğu, sert ve kıllı kişilerde kullanılması faydalıdır.

  •  
  •  
  •  
  •  
  •  

Leave a Comment

*

*