Home
Hemoroid ( Basur ) Hastalığı
Hemoroid-360x220

Hemoroid ( Basur ) Hastalığı

Günlerdir dışkılama sırasında kanama, ağrı, kaşıntı, akıntı veya makatta bir takım şişliklerden yana dertlisiniz ama bir türlü birine bu şikayetlerinizi anlatmaktan çekiniyor ve kaçıyorsunuz. Doktora gidip muayene olmak tam bir kabus gibi çünkü çok utanıyorsunuz. Oysa ağzınızı kocaman açıp bademciklerinizi göstermek size o kadar zor gelmiyor. Ağız sindirim sisteminin başladığı, anüs ise sonlandığı yer ama buna rağmen birini rahatça muayene ettirebilirken diğerini muayene ettirmeye çekiniyoruz.

Aslında bu gün dışkılama sırasında yaşadığınız bu sıkıntılar büyük bir olasılıkla yıllarca yanlış alışkanlıkların ürünüdür. Beslenme alışkanlığından tutunda, tuvalet alışkanlığına kadar bir sürü yanlışların sonucudur. Çocukken başlarız sebze yemeklerine karşı direnç göstermeye, yok taze fasulyeyi sevmez, bamyadan nefret eder, pırasaya dudak bükeriz. Zaten spor yapacak zamanımız yok, yürüyüş yapacak dermanımız hiç yok. Su içince midem bulanıyor diyen bir sürü kişi tanıdım, bu kişiler günlük ihtiyaçlarının altında su içiyorlar, sıvı ihtiyaçlarını kola, çay, kahve ve meyve suları gibi çoğu gereksiz yere bol kalorili içeceklerden alıyorlar.

Tuvalette gazete okuyanlar, dışkılama ihtiyacını en doğal zaman olan sabah yerine diğer saatlerde gidermeye çalışanlar. Bu neden ile sosyal ve hijenik şartlar uygun değilse dışkılama ihtiyaçlarını erteleyen birçok kişi vardır.

Hemoroid-1

Kısacası yanlış beslenme ve dışkılama alışkanlıkları birleşince eğer genetik birde yatkınlık varsa, hastalar, dışkılama sırasında ağrı kanama ve şişliklerle karşımıza geliyorlar veya gelmekten çekindikleri için bu şikayetleri ile yaşamaya çalışıyorlar.

Bu şikayetlerin bir kısmının nedeni hemoroid dediğimiz basur hastalığına bağlı oluşuyor ve bu yazıda basurun ne olduğunu nasıl tedavi edildiğini tartışacağım. Ama bu şikayetler bir tek basur hastalığında görülmemektedir. Perianal fissür (anüs mukozasında çatlaklık), rektal prolapsus, anal kondilomlar, rektosel ve anal kanal veya alt rektum bölgesine yerleşmiş olan kanserlerde benzeri şikayetler oluşturabiliyor. Bu neden ile makatta kanama ve dışkılamakta zorluk çeken hastalar en azından bunun kanser ile ilişkili olmadığından emin olmaları için doktor tarafından muayene edilmeleri gerekmektedir ki olası bir kanserin geç teşhis edilmesi önlenmiş olsun. Dışkılama alışkanlığında değişiklik olan, dışkı kalınlığı azalan, dışkılama zorluğu çeken veya dışkı ile birlikte veya dışkı hissi gelmesine rağmen dışkı çıkmadan kanaması olan hastalarda mutlaka altta bir kanserin olmadığı araştırılmalıdır.

Hemoroid (Basur) Nedir?

Anal kanal insanlarda yaklaşık 4 cm boyunda dışkının rektumdan dışarı çıktığı bir kanaldır. Bu kanalın görevi dışkının dışarı çıkma sırasında kontrolünü sağlamaktır. Anal kanalın dışında ve 2 cm içerisinde venöz hemoroidal venler bulunmaktadır. Mukoza altında bulunan hemoroidal venler anal kanal duvarına bağ dokusu ile asılarak tesbit edilmiş durumda bulunurlar. Bu hemoroidal venler yastıcık görevi görürler, böylece hem anal kanal mukozasını ıkınma sırasında dışkı tahrişinden korurlar, hemde istirahat halinde anal kanaldan kaçak olmasını önlerler, bir çeşit conta görevi görürler. İç hemoroidal venlerin bulundukları yerden onları tesbit eden bağ dokusunun yapı değişikliği sonucu anal kanalın dışına doğru dışkılama sırasında sarkmasına hemoroidal hastalık diyoruz. Bu nedenle hemoroidal hastalık bir toplar damar hastalığı değil bir bağ dokusu hastalığıdır.

Hemoroid-2

Bu sarkmanın en önemli nedeni dışkılama sırasında ıkınmadır. Ikınmanın ise en önemli nedeni posasız (lifsiz) diyet, az su tüketimi, hareketsizlik ve ertelenmiş dışkılama ihtiyacıdır. Kabızlık, ailevi yatkınlık, gebelik, karın içi basıncını artıran faktörler, kronik öksürük, endokrin hastalıklar, sıkı giyinme, sürekli oturarak veya ayakta çalışma, şişmanlık hemoroidal hastalığın nedenleri arasındadır.

 

Hemoroid hastalığı nasıl evrelendirilir?

Evrelendirme sadece iç hemoroidlerde kullanılır ve tedavi şeklini belirler.
1. Evre: Hemoroid basit bir şişme şeklinde ve daima anal kanal içindedir. Özellikle sert bir dışkılama sonrasında kanama belirtisi verir. Bu hastalar yalancı tuvalet hissi nedeni ile tuvalette tam boşalamadıklarını düşünür ve daha uzun süre tuvalette kalırlar.
2. Evre: Dışkılama sırasında anal kanaldan dışarı çıkan ve dışkılama sonrasında ise kendiliğinden içeri giren hemoroidlerdir. Bu dönemdeki hemoroidde kanama ve ağrı görülür.
3. Evre: Dışkılama ile dışarı çıkan hemoroid ancak el yardımı ile itilerek anal kanala geri döner. Kanama ve ağrı şikayetlerinin arttığı gözlenir. Hemoroid memeleri elle içeri atılınca hastalar rahatlar.
4. Evre: Hemoroid daima dışarıdadır. El yardımı ile içeri girmez. Sürekli bir ağrı, kanama ve akıntı şikayeti mevcuttur. Genellikle bu evrede iç hemoroide dış hemoroid eşlik eder. Anal çıkışta sıkışan damarlarda yavaşlayan kan akımına bağlı damar içi pıhtı oluşması gözlenebilir ve bu durum şişliğin daha da artmasına neden olur. Bu durumunda acil müdahale gerekebilir.

Hemoroid-3

Hemoroid Hastalığını nasıl tedavi ederiz?

Her şeyden önce bu hastalıktan kendimizi korumalıyız, bunun için alınması gereken bazı önlemler vardır. Bu önlemler hem bizi korur hem de erken evre hemoroid hastalığının tedavisinde ilk sırada gelir.

1-    Düzenli olarak posalı (lifli) besinlerle beslenin; yani ağırlıklı olarak sebze, meyve, salata ve tercihen kepek ekmeği ile beslenin. Bol su için.

2-    Düzenli hafif de olsa eksersiz yapın.

3-    Düzenli tuvalet alışkanlığı kazanın, tercihen her sabah olsun. Dışkılama ihtiyacınızı ertelemeyin. Tuvalette uzun süre oturmayın, gazete okuma alışkanlığı varsa bu alışkanlığı bırakın.

4-    Sıkı giyecekler giymeyin, uzun süre araba kullanmayın. Ayni pozisyonda sürekli durmayın

5-    Soğuk olumsuz etkiye sahiptir, poponuzu sıcak tutunuz.

6-    Alkol ve baharatlı gıdalardan kaçının.

 

Bütün bunlara rağmen hemoroidal hastalıkla karşılaşmışsanız yapılacak tedaviler vardır. Herşeyden önce bu hastalık önceleri ilaçlarla tedavi edilebilirken ilerlemesine bağlı olarak ameliyat gerekebilir. Ameliyat altın standart bir tedavidir. Doğru teşhis ve düzgün bir ameliyatla kalıcı tedavi sağlanabilir. Mutlak tedavisi olmayan, ameliyat sonrası tekrar eden yada şikayetlerin geçmediği halk arasında konuşulsa bile bu durum çok sık görülmez. Eğer doğru teşhis ve uygun ameliyat gerçekleşmişse tedavi yüz güldürücüdür. Doğru teşhis derken ayırıcı tanıda özellikle kadınlarda rektosel ile birlikte olan hemoroidlerde eğer rektosel tedavi edilmezse şikayetler kalıcı olmaktadır.


Hemoroid tedavisinde neler vardır?

a)   Konservatif tedaviler

Bu tedavilerde amaç beslenme ve dışkılama alışkanlıklarını düzenleme, hastaların ağrı ve diğer şikayetlerini azaltmaktır. Sıcak oturma banyoları, laksatifler, supozituarlar (fitil) ve kremler uygulanan tedaviler arasındadır. Hastaların şikayetleri geriler, ağrı, kanama ve şişlikler yatışır ama unutulmamalıdır ki hastalık ortadan kalkmaz. Çünkü hemoroid hastalığının oluşmasına sağlayan sarkan bağ dokuları böyle bir tedavi ile tamir edilemezler. Şikayetlerin gerilemesi hastaya rahatlama ve olası cerrahi bir tedavi için zaman kazandırma ve uygun planlama imkanı sağlar.

Bu tedavi Evre I-II hemoroidler için uygundur.

Avantaj: Bu tedaviler şikayetlerin gerilemesini sağlar, komplikasyonları çok azdır, maliyetleri düşüktür.

Dezavantaj: Kalıcı tedavi sağlamaz. Şikayetlerin tekrar etmesi kaçınılmaz gibidir.

b)    Cerrahi dışı tedaviler

Cerrahi dışı tedavilerde amaç hemoroid damarlarının sarkmasına yol açan süspansuar dediğimiz asıcı bağ dokusunu anal kanal duvarına sabitlemek, böylece hemoroid damarlarının makat dışına çıkmasını engellemektir. Üç farklı yöntemle bunu gerçekleştirmek mümkündür.

i)         İnfrared koagulasyon: Isıya dönüştürülen ışığın oluşturduğu dağlama dediğimiz bir etki ile hemoroid çevresine uygulanır. Bu yöntem ile sarkan hemoroid damarları anal kanal duvarına sabitlenmektedir.

Hemoroid-4

ii)       Band Ligasyonu: Lastik bantlar aracılığı ile sarkan hemoroid damarları (memeleri) boğularak beslenmesi bozulur ve nekroza uğrayıp kopup düşerler.

Hemoroid-5

iii)     Skleroterapi: Sklerozan bir maddenin hemoroid yastıcıkları içine verilerek uygulanan bir yöntemdir.

Bu tedavi Evre II ve kısmen evre III hemoroidler için uygundur.

Avantaj: Yukarıdaki 3 yöntem anestezi gerektirmeden, hastanın hastanede kalmasına ihtiyaç duyulmadan, hatta minimum iş kaybına yol açarak uygulanan, görece ağrısız, maliyeti düşük ve dışkı kaçırma (conta fonksiyonu bozulmadan), kanama gibi komplikasyonları az olan yöntemlerdirler.

Dezavantaj: Birden çok uygulama seansı gerekebilir ve tekrar etme şansı yüksektir.

 

c)    Cerrahi Tedaviler:

Eğer hastamızın sorunlarının çözümünde cerrahi bir tedavi planlamışsak burada amacımız şunlar olmalıdır:

a)    En kolay ve kanamasız cerrahiyi planlamak

b)    Ameliyat sonrası ağrı ve ağrı kesici ihtiyacını azaltmak

c)    Hastanın hastanede kalış süresini azaltmak

d)    Erken hareket ve işe dönüşünü sağlamak

e)    Tekrar etme oranını en alt seviyeye indirmek

f)     En az komplikasyon oluşturup yüksek hasta memnuniyeti ve yaşam kalitesini sağlamak

Cerrahi, teşhis ve indikasyon doğru konulduğu sürece şişen ve sarkan yani kısacası deforme olan hemoroid damarlarının yarattığı sorunu çözmede hala daha altın standart bir tedavidir. Klasik tanımladığı biçimi ile Milligan – Morgan veya Fergusan yöntemi ile yapılabileceği gibi Stapler rektopeksi (Longo) veya Hemoroid arter ligasyonu yöntemi ile yapılabilmektedir.

i) Klasik Hemoroidektomi: Çoğu zaman cerrahınızın size ameliyat derken önerdiği bir yöntemdir. Bu yöntemle hemoroid yastıklarının bistüri, makas, koter, laser, ligasure veya ultracision ile kesilmesine dayanır. Tedavi felsefesi ayni olmakla birlikte uygulanan el aletinin farklılığı söz konusudur. Laser tedavisinde ışığın bazı dalga boylarında termal enerji kullanılarak kesim sağlanır. Burada CO2 veya YAG laser kullanılır. Kanama komplikasyonunu ultracision veya ligasure gibi el aletlerine benzer oranda azaltmasına rağmen temel sorun olan ameliyat sonrası ağrıda klasik yöntemlerden üstün olmadığı bildirilmiştir. Bistüri veya ligasure/ ultracision ile olan ameliyatlarda çevre dokuya daha az termal zarar verildiği için ağrı bir miktar daha az olmaktadır. Ligature ve ultracision ile yapılan ameliyatlarda özellikle bu teknolojileri geliştiren ülkelerde bu tür yöntemlerin ameliyat sonrası ağrı açısından daha avantajlı olduğu gösterilmişse bile bu teknolojileri üretmeyen ama kullanan bazı ülkelerdeki yayınlarda gerek ameliyat sonrası ağrı skoru gerekse ağrı kesici ihtiyacının değişmediğini gösteren bulguları da görmekteyiz.

Hemoroid-6

  Bistüri /makas Koter Laser Ligasure /ultracision
Ağrı ++ +++ +++ ++
Kanama +++ ++ + +
Maliyet + + +++ +++
Tekrar Çok düşük Çok düşük Çok düşük Çok düşük

 

Bu tedavi Evre III ve IV hemoroidlerde uygulanır.

Avantaj: En etkili ve uzun vadede başarılı bir yöntemdir. Tekrar etme oranı en düşüktür.

Dezavantajları: Ameliyat sonrası ağrı, kanama gibi komplikasyonları vardır. Kaçırma, kaşıntı, iç çamaşırda kirlenme, makatta darlık, fissür denilen çatlaklıklar görülür. Yaklaşık bir ay süren bir iş günü kaybı tedavi sürecinde oluşur.

Ama Evre III ve IV hemoroid hastalığının yol açtığı şikayetler o kadar fazladır ki hastalar ameliyat sonrası bu sıkıntılara rağmen çoğu zaman memnundurlar.

 

ii) Stapler Hemoroidopeksi (Longo Ameliyatı)

Bu tedavide amaç makatın dış kısmına dokunulmadan, ağrı oluşturan sinir uçlarının olduğu bölgenin üzerinden şişip sarkan hemoroid memelerini 2- 3 cm şerit halinde kesip, geri kalan hemoroid yatsıcıklarını damar duvarına tutturmaktır. Yöntemden dolayı ağrının az olması beklenmektedir. Önceleri hem bir ameliyat olup hem de ağrı oluşturmayacağından dolayı popüler olsa da, zaman içinde uzun vadeli sonuçları göstermiştir ki tekrar etme oranı yüksekliği yanında %20 yaklaşan komplikasyon oranı mevcuttur. Longo ameliyatı sonrası klasik hemoroidektomi ameliyatına göre hemoroidlerin tekrar etme oranı daha yüksektir.

Bu tedavi Evre III hemoroidal hastalık için uygundur.

Avantaj: Hemoroid arter ligasyon yöntemi ile birlikte anal kanalın dentat çizgisi altına dokunulmadan yapılan bir ameliyat olduğu için ameliyat sonrası ağrı daha az, işe dönme süresi daha kısa, Conta görevi gören dolayısı ile kaçırmayı engelleyen hemoroidlere zarar verme şansı düşüktür.

Dezavantaj: Tekrar etme oranı yüksek, ciddi komplikasyonlar olabiliyor.

Bu yöntem ilk tarif edildiği günlere göre popularitesini yitiren bir yöntem olmuştur.

Hemoroid-7

Hemoroidal Arter Ligasyonu:

Anal kanala zarar vermeden yapılan bir hemoroid ameliyatıdır. Doppler kılavuzluğunda hemoroidal arter bulunarak hemoroidal arterin bağlanmasına dayanır. Evre IV hemoroidal hastalıkta rezidüel hemoroid pakesi %50 civarına dayandığı için zaman içinde ligasyon sonrası rektoanal anopeksi denilen anal kanaldan yukarıya doğru dikiş materyali ile dikilerek tesbit edilmesi önerilmiştir.

Bu ameliyat Evre II ve III hemoroid hastalarına uygulanır.

Avantajı: Daha az ağrılı, komplikasyonu az, hemoroidal damarların conta görevi kaybolmuyor dolayısı ile kaçak daha az oluyor.

Dezavantajları: Tedavi başarısızlık oranı yüksek evre III hemoroid hastalarında bile yüzde 17 civarında oluyor.

 

Bütün tedavi yöntemleri göz önünde bulundurulduğu zaman hemoroidal hastalıklarda kalıcı ve etkin bir yöntemin yanında tedavi sürecinde ağrısı, komplikasyonu ve iş kaybı düşük bir tedavi yöntemi geliştirme çalışmaları ideal tedavi şekli bulununcaya kadar devam edecektir. Ameliyatlar hala daha altın standarttır ve özellikle evre III ve IV hemoroid hastalarında uygulanmaktadır. Gerek Longo, Hemoroid Arter Ligasyonu, gerekse laser ile yapılan yöntemlerin ameliyat sonrası oluşan sıkıntıların bir kısmını çözmedikleri kesindir. Bunun yanında ameliyat sırasında uygulanan anestezi, ameliyat sonrası uygulanan anaerobik mikroorganizmalara karşı antibiyotikli kremler, kalsiyum kanal blokörleri içeren kremler, anal kanal dışına çıkmayan cerrahi kesiler ve ameliyat sonrası dikkat edilen bazı kurallarla ameliyata bağlı ağrı, kısmi işlev bozuklukları önleyip ameliyat başarımızı artırmaktadır.

 

Op. Dr. Mehmet İnan

 

  •  
  •  
  •  
  •  
  •  

Leave a Comment

*

*